Türkiye Basın Federasyonu (TÜBAF) tarafından gerçekleştirilen 10’uncu Anadolu Medya Ödülleri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, Başkan Erdoğan’ın katılımıyla sahiplerini buldu. Ödül töreninde konuşan Başkan Erdoğan, 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini kimsenin hatırlamak istemeyeceğini söyleyerek “Siyasi hayatı boyunca defalarca itibar suikastlarına maruz kalan, medyanın sıkıntılarını iliklerine kadar yaşamış bir kardeşiniz olarak söylüyorum; biz buralara manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. 25-30 yıl öncesinin manşetlerine göz attığınızda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini göreceksiniz. Manşetlerle hükümete ayar verildiği, imam hatiplerde gazetecilerin nöbet tuttuğu o utanç verici günleri artık geride bırakmaktan memnuniyet duyuyoruz. Vesayetçilere manşetlerden selam çakılan o günler bitti” dedi. İşte Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:
Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızın birçok noktasında birçok gazeteci şehit oldu. Gazze’de bir yılda 212 gazeteci şehit edildi. Her biri hakikat savunucusu olan bu kardeşlerimizi rahmetle yâd ediyorum.
Yarım asırdır milletin huzurunda olan bir siyasetçiyim. 81 vilayetimizi adeta karış karış gezdim. Toplumun her kesimiyle hasbihal ettim. Sadece Ankara ve İstanbul’da değil ülkemizin dört bir yanında çeşitli mecralarda çalışan basın emekçisi arkadaşlarımız var. Adaletin birer neferi olarak gördüğüm bu kardeşlerimizin ne denli zor şartlar altında görev yaptığının farkındayım. Şunu kimse aklından çıkarmamalıdır; gurur kaynağı olan Anadolu medyası, bu topraklara aittir ve bu toprakların vazgeçilmez parçasıdır. Sizlerin varlığı günümüzde çok daha hayati ve değerli hale gelmiştir.
Kim ne derse desin Türkiye bugün 2002 öncesine göre daha özgür, daha zengin, hiç tartışmasız çok daha serbest bir medya ekosistemine sahiptir. Hatta açık söyleyeyim, bu özgürlük ortamı çoğu zaman sorumsuzluk, kuralsızlık seviyesine kadar gitmektedir. Özellikle milli güvenliğe dair konularda ülkemizdeki basın kuruluşları, Batı’daki meslektaşlarına nazaran daha rahat kalem oynatmaktadır.
SOKAK RÖPORTAJI DEĞİL TERÖR
Eline bir mikrofon, bir de kamera alanın kendini gazeteci ve muhabir olarak gördüğü bir ülkede yaşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde şahit olduğumuz üzere bu şahıslar özellikle sokak röportajı adı altında sokaklarda adeta terör estirmektedir. Öyle ki mikrofonu kapan, millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor. Halkın nabzı ölçülmek, hissiyatına tercüman olmak yerine gerek provokatif sorularla gerekse sorunlu üslupla milletimiz açıkça tahrik ediliyor.
DEVLET DÜŞMANLIĞI GAZETECİLİK DEĞİL
Devlet ve millet düşmanlığı gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. Türkiye hem de çok ahlaksız bir şekilde teröre destek veren bir ülke gibi lanse edildi. FETÖ’nün gazete ve televizyon kanalı kisvesiyle demokrasimize kastettiği nice operasyona maruz bırakıldık. Sırf hükümete saldırıyor diye FETÖ tetikçilerinin ülkemizdeki belli çevreler tarafından nasıl korunduğunu, biz FETÖ’yle kelle koltukta mücadele ederken muhalefetin örgüte nasıl sahip çıktığını da unutmadık. Bugün güya basın özgürlüğü üzerinden bizi eleştirenlerle o gün FETÖ’ye kol kanat gerenler, aynı kesimlerdi. Değişen bir şey yok. Kimse kusura bakmasın. Yeni Türkiye’de artık eskiye rağbet kalmamıştır.
VAV TV’YE YILIN KÜLTÜR KANALI ÖDÜLÜ
Yılın Kültür Kanalı olarak Turkuvaz Medya Grubu’ndan Vav TV ödül aldı. Ödül Erdoğan tarafından Yayın Koordinatörü Mecit Oyar’a verildi. Yılın Televizyon Programı Ödülü’nü TRT 1’de yayınlanan Enine Boyuna programı aldı. Enine Boyuna programı için verilen ödülü Erdoğan’ın elinden SABAH yazarı Nebi Miş aldı.
SABAH YAZARI YAVUZ DONAT’A BÜYÜK ONUR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, içinde SABAH Gazetesi yazarı Yavuz Donat’ın da bulunduğu jüri üyelerine plaket takdimi gerçekleştirdi.
Kaynak = https://www.sabah.com.tr/gundem/2025/05/07/vesayetcilere-mansetlerle-selam-cakilan-gunler-bitti