Avrupa Merkez Bankası’nı sarsan anket haberi

FİNANSİNGUNDEMİ.COM-DIŞ HABERLER SERVİSİ

Avrupa Merkez Bankası (ECB) kendi içinde artan sendikacılığı araştırmanın bir sonucu olarak görse de, uzmanlar sendikaların varlığının kurumda sorunların ortaya çıkmasında önemli bir rol oynadığını belirtiyor. Politico’nun gündeme taşıdığı araştırma, ECB personelinin kayırmacılıkla ilgili artan kaygılarını ortaya koyuyor. Banka çalışanlarının bağlı olduğu sendikalar tarafından yapılan yeni bir ankete göre, ECB’de kayırmacılık endişeleri son on yılda belirgin şekilde arttı ve üst düzey yönetime duyulan güven azaldı.

Uluslararası ve Avrupa Kamu Hizmeti Örgütü (IPSO) tarafından ortaya çıkarılan bulgular, çalışanlar arasında özellikle Başkan Christine Lagarde başta olmak üzere yönetime duyulan hoşnutsuzluğun ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. Ankete katılanların çoğunluğu, altı kişilik Yönetim Kurulu’na neredeyse hiç güvenmiyor; özellikle Lagarde’a güven oranı ise göze çarpacak derecede düşük. Katılımcıların sadece %8’i üst yönetime yüksek düzeyde güven duyduğunu belirtti.

Yönetim kurulunda görev süresinin sekiz yıl olduğu ve yasal çerçevede bu sürenin değiştirilemez olduğunun altı çiziliyor. Sektör uzmanlarına göre yönetici pozisyonunda uzun yıllar kalmak, kurumsal davranışlarda benzer sorunlara yol açabilecek bir unsur olarak öne çıkıyor. Özellikle geçmiş kriz dönemlerinde ECB ve diğer kurumların bağımsızlığına yönelik eleştiriler, bu tür endişeleri daha da körüklüyor.

Personel arasındaki memnuniyetsizliğin kaynağında çoğunlukla kayırmacılık algısı bulunuyor; bu zaten birçok AB kurumunda kronikleşmiş bir sorun olarak öne çıkıyor. Dört kişiden üçü, ECB’de kariyer gelişimi için doğru insanları tanımanın asıl anahtar olduğunu düşünüyor. Performansın belirleyici olduğunu savunanların oranı ise çok daha düşük. Son on yılda, ECB’de en yetenekli çalışanların terfi ettiğine inanmayanların oranı %39’dan %72’ye yükseldi.

IPSO’nun 2015 yılındaki ankete dayanan bu güncel çalışması, 26 Şubat – 14 Mart arasında yürütüldü. Sonuçlar, artan iş yükü kaynaklı stres ve işe alım ile terfilerde şeffaflık eksikliği gibi temel sorunlara işaret ediyor. Yapılan değerlendirmeye göre, tablo her düzeyde önemli ölçüde kötüleşmiş durumda.

2015 anketinin ardından ECB, Yönetim Kurulu’nun iş yükünü hafifletmek ve personelle ilişkileri geliştirmek amacıyla 2016’da Baş Hizmetler Sorumlusu (CSO) pozisyonunu oluşturdu. Ancak bu müdahale, IPSO’ya göre beklentilerin çok altında kaldı; birçok katılımcı mevcut CSO Myriam Mufakir’e güven duymadığını söylüyor ve çalışanların %66’sı insan kaynaklarıyla ilgili iletişim konusunda ECB’ye güvenmiyor.

IPSO yönetim kurulu üyesi Carlos Bowles, “Personelin memnuniyetini artırmak için yeni bir rol oluşturmaya çalıştılar, ama aksine üst yönetimle temasımızı daha da sınırladılar” diyor. ECB ise ilgili anketin sonuçlarını dikkatlice incelediklerini ve işe alım süreçlerinin adil ve ayrıcalığı önleyici şekilde tasarlandığını belirtiyor.

Buna rağmen kurum geçmişte IPSO tarafından yürütülen benzer anketlerin güvenilirliğini sorgulamış, bunların sendikanın gündemini yansıttığını öne sürmüştü. ECB’nin 5.000 çalışanının dörtte birinden biraz fazlası ankete katılırken, banka kendi yürüttüğü anketlerde çok farklı sonuçlar çıktığını vurguluyor. IPSO’ya göre ise, çalışanlar olumsuz sonuç doğurmasından endişe ettikleri için resmî anketlerde açıkça olumsuz görüş beyan etmekten kaçınıyor.

Bowles ayrıca, resmî soruşturmalarda dile getirilen endişelerin büyük ölçüde görmezden gelindiğini ve çalışan görüşlerinin vaat edildiği gibi düzenli kayda geçirilmediğini savunuyor. Ayrıca, çalışanlardan eleştirel sorulara en az yer verilmesinden ötürü memnuniyetsizlik yaşanıyor.

ECB yönetimi ise, son aylarda çalışanlara şikâyetlerini doğrudan iletme imkanının tanındığını belirtiyor. Kurumun şeffaflık, adil terfi ve işe alım süreçleriyle ilgili atacağı yeni adımlar, bankadaki huzursuzluğun giderilmesinde belirleyici olacak gibi görünüyor.

ECB’den gümrük vergilerine karşı “faiz” kalkanı

ECB Başkanı Lagarde: Belirsizlik olağanüstü yüksek seviyelerde